Karpaz’dan Alagadi’ye: Biyoçeşitliliğin İzinde
22 Mayıs Uluslararası Biyoçeşitlilik Günü kapsamında, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nihal Bayır, biyoçeşitliliğin önemi ve Kıbrıs’ın bu alandaki özgün konumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Biyoçeşitliliğin; tür, genetik ve ekosistem çeşitliliğini kapsadığını belirten Bayır, bu çeşitliliğin doğal dengenin korunması, sağlık, tarım, turizm ve iklim direnci açısından vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Kıbrıs’ın, Akdeniz Havzası’nda yer alması nedeniyle biyolojik çeşitlilik açısından bir “sıcak nokta” olduğunu söyleyen Bayır, yalnızca adaya özgü olan Kıbrıs lalesi (Tulipa cypria) ve Kıbrıs yılanı (Coluber cypriensis) gibi endemik türlerin bu önemi artırdığını ifade etti.
Doğal yaşam alanlarının tahribatı, iklim değişikliği, çevre kirliliği, istilacı türler ve kaçak avcılığın biyoçeşitlilik kaybına yol açtığını belirten Bayır, doğal alanların korunması, sürdürülebilir uygulamaların teşviki, çevre eğitimi ve yasal düzenlemelerle bu kaybın önüne geçilebileceğini dile getirdi.
KKTC’de Karpaz Özel Çevre Koruma Bölgesi, Alagadi Kaplumbağa Koruma Alanı ve Alevkayası gibi bölgelerde yürütülen izleme ve koruma faaliyetlerinin önemine dikkat çekti. Yeşil kaplumbağa (Chelonia mydas) ve caretta caretta gibi türlerin koruma altında olduğunu, izleme ve çoğaltma programlarıyla desteklendiğini belirtti.
Yerel halkların ve STK’ların da koruma çalışmalarında önemli rol üstlendiklerini vurgulayan Bayır, bireylerin doğal kaynakları bilinçli tüketmeleri, geri dönüşüme katkı sağlamaları ve çevre dostu yaşam biçimleri benimsemeleri gerektiğini ifade etti.
Sürdürülebilir kalkınmanın biyoçeşitliliğin korunmasıyla mümkün olduğunu dile getiren Bayır, doğa tahribatına dayalı kalkınmanın uzun vadede ekonomik ve ekolojik kayıplar doğuracağını söyledi.
Gen bankaları, tohum saklama sistemleri, uydu ve yapay zeka teknolojileri, toprak mikrobiyolojisi araştırmaları ve vatandaş bilimi uygulamalarının biyoçeşitliliğin korunmasında umut vadettiğini ifade eden Bayır, genç araştırmacılara disiplinlerarası çalışma, sahada deneyim kazanma ve küresel ağlara katılım çağrısında bulundu.